Amerika’nın zavallı hali… Bari golf maçını kazanan başkan olsun
Amerika’nın ve Amerika’yı yöneten kişi olan Başkanın binlerce kilometre ötede bile olsa hepimizin gündelik hayatında ne kadar önemli sonuçlar yaratabildiğini hepimiz biliyoruz.
Bu sonuçların öyle devasa jeostratejik kaymalar, savaşlar vs olması da gerekmiyor. Bir basit örnek:
Mevcut ABD Başkanı Joe Biden, ülkesinin göçmen kabul etme politikasında bir basit değişiklik yaptı. Artık yasa dışı da olsa ABD’ye girenler için sınır dışı işlemlerini federal sınır güvenlik örgütü resen yapmayacak, bu konuda kararı federal mahkemeler verecekti.
Bu basit değişiklik, Türkiye’den bile ABD’ye göçmen akınını başlattı. Onbinlerce insan, Türkiye’den uçaklara binip Meksika’ya gitti, Meksika’dan sınırı yürüyerek ABD’ye geçti, pasaportlarını mahkemeye teslim etti ve ABD’de geçici de olsa bir statü elde etti.
İşte tek tek herkesin hayatına değebilen bu denli önemli insanı seçmek için Kasım ayında bir kez daha seçim yapılacak.
Bu dünyanın en güçlü makamı için biliyorsunuz iki aday var. Biri mevcut başkan Joe Biden. 81 yaşında, yürümekte, bir şeyleri hatırlamakta ve konuşmakta zorluk çektiğini TV’de onu gören herkes anlıyor zaten. Diğeri ise eski başkan Donald Trump. O da 78 yaşında ve zaten onun akli melekeleri konusunda öteden beri tartışma var. Kendi uydurduğu gerçeklere inanıyor, sürekli yalan söylüyor, herkesin gözünün önündeki gerçekleri bile çarpıtıyor, yani bir nevi paralel evrende yaşıyor.
ABD dünyanın bir numaralı ekonomisi, ABD Başkanının ‘Baş komutan’ olduğu ABD ordusu ise açık ara dünyanın en kuvvetli ordusu. Ülke pek çok konuda dünya lideri, bunların başında bilim ve teknoloji geliyor. Dünyanın neresinde bir sorun olsa, herkes dönüyor ABD’ye bakıyor, çözümü oradan bekliyor.
İşte böyle bir ülkenin kendi içinden başkan adayı olarak biri 81, diğeri 78 yaşında, her ikisinin de akli melekeleri, düşünme, konuları aklında tutma ve her açıdan meseleye bakıp karar verme kabiliyetleri son derece tartışmalı insanları bulması, başlı başına bir kriz.
Bu iki aday TV tartışmasına çıktı. Tartışma, benim gibi bu olayı binlerce kilometre uzaktan izliyorsanız iki adayın da son derece komik durumlara düştüğü traji-komik bir olaydı.
Koca koca iki ihtiyarın birbirine ‘sucker’ ve ‘liar’ (‘sucker’ı argo bir kelime olduğu için Türkçeye çevirmek kolay değil, belki ‘enayi’ doğru karşılıktır ama emin değilim, ‘liar’ ise yalancı demek biliyorsunuz) diye hitab etmesi, birinin diğerine ‘Sen sabıkalı suçlusun’ demesi, diğerinin de ‘Senin de oğlun sabıkalı suçlu, o makamdan in sen de sabıkalı olacaksın’ diye cevap vermesi, ‘Karın hamileyken gittin porno yıldızıyla yattın’ cümlesinin TV’den duyulması vs vs çok acayip şeyler oldu bu tartışmada.
Dünyayı yönetmeye talip insanların bu cümleleri ve kelimeleri belki ikincil önemde, çünkü kimsenin içeriğe baktığı yoktu. Amerikalı seçmen, önüne konan bu iki ihtiyardan hangisinin aklının yerine olduğuna ve önümüzdeki 4 yılda ölmemeyi başaracağına bakıyordu aslında.
Biden ve Trump bu konuya da girdiler elbette. Ama ben bu tartışma sırasında kahkahalarıma hakim olamadım, itiraf edeyim.
Biden, ‘Bana yaşlı diyorsunuz ama rakibim de benden sadece 3 yaş küçük’ dedi. Buna Trump’ın cevabı, ‘Ben zihinsel testten başarıyla geçtim’ demek oldu ama orada durmadı:
‘Sürekli bana golf maçı yapmayı teklif ediyor ama kendisi topu 50 yardaya (yaklaşık 46 metre) bile atamaz’ dedi.
Biden’ın cevabı, ‘Kendisiyle oynamaktan zevk alırım. Başkan Yardımcısıyken benim golf handikapım 6 idi’ oldu.
Golfte handikap, bir oyuncunun topu bir delikten diğerine ortalama kaç vuruşta götürdüğünü ölçüyor. Ne kadar az vuruş o kadar iyi.
Biden, şu anki handikapını hatırlamakta zorluk çekti, başkan yardımcısı olarak bundan 8 yıl önceki derecesini vermesi çok da anlamlı değildi.
Başka hiçbir şeye bu denli tepki göstermeyen Trump bu iddiaya çok alındı, ‘Bu büyük bir yalan’ dedi, Biden’ın handikapının 6 olduğuna inanmıyordu. Biden da zaten şu anki handikapının 8 olduğunu söylemeye çalıştı ama bunu da tam yapamadı.
ABD Başkanı, ‘Ama’ dedi Trump için, ‘Kendi golf çantasını kendisi taşıyacak, bunu yapabilir mi?’
Bu oyunu sık sık oynayan Donald Trump kendi çantasını en son bundan yıllar önce taşımış olmalı ama Biden’ın da kendi çantasını taşıyıp taşıyamayacağı şüpheli doğrusu, çünkü yürümekte güçlük çektiği açıkça belli oluyor. Zaten tartışma sonrası Biden’a atfedilen en büyük başarı, ölmeden 90 dakika boyunca ayakta kalmasıydı.
Oldu olacak bu iki ihtiyar bir golf maçı yapsınlar, hem çantalarını kendileri taşısın hem de hiç golf arabasına binmesinler. Bana soracak olursanız ikisinin de 18 deliği sağ tamamlama olasılığı hayli düşük.
Ne hallere düştü dünya, her sabah 10 kilometre koşan George W. Bush’u bile arar olduk…